19 Ağustos 2010 Perşembe

İçinden aşk geçen doğum günü pastası

       Derinlik yahut Aşk Sarhoşluğu
Dileyene Fransızca ifadesinde Le Grand Blue, gerçek ruhunu arayana The Big Blue, kendi dilimizdeki vizyon adıyla Derinlik Sarhoşluğu. Sinema dünyasını merakla takip edenler için alımlı, ruhunu verenler içinse müthiş bir yönetmenin, üstelik aynı yönetmenin senaryosunu yazdığı 1988 yapımı bir filmden söz ediyoruz. Luc Besson'un bu filmi kaç kuşaktır kaç kişiyi kendinden almıştır ve almaya devam edecektir bilinmez.  Bu film yüzünden derin maviliğe sevdalanmış, aşkın en masum halini, dostluğun en yalın tanımını, maviye komşu kalmış doğanın güzelliğini hayatının "derin tutkusu" haline getirmiş kaç insan hikayesi vardır, bu da bilinmez. Bazı filmler insanların kendi hikayelerini bile değiştirir, hayat yollarını yeni hikayeler için gene yeni hayallerle inşa eder.
12 yaşında bu filmi ilk kez izleyip bugün 30'larının orta yarısına henüz varmamış kadına gelince, o da bu "Aşk Pastası"nın kahramanlarından. Küçücük bir kız çocuğuyken hayal dünyasında önce yunuslara, sonra derin maviliğe sonra da hayata, hatta aşka, dostluğa tutku duymayı böyle mi öğrenmiştir yoksa zaten hayat yolu böyleyken ekrandan The Big Blue mu geçip gitmiştir bilemeyiz. Bunun cevabı kendisindedir, bize aynı mavilik ve masumiyette bakan mucize aşkıyla, gene bir mucize ifadesinde denk düşen doğum günlerinde pastalarını yapmak denk düşmüştür. Mevzunun ötesi onlara aittir. Derin mavilik nazarları; hayatlarıysa yunuslar kadar özgür ve masum olsun.


   

0 yorum:

Yorum Gönder